11 Temmuz 2017 Salı

MÜSLÜM YÜCEL


                 Her insanın hayatında, daha doğrusu okuma eyleminde bulunan her insanın hayatında önemli yazarlar-şairler mutlaka vardır. Her yazdığını okumak, her yapıtını kütüphanenizde bulundurmak, onu etrafınızda kıymetini bilecek birçok kişiye tanıtmak istersiniz.
     
                Hayatımdaki en önemli şair-yazar ise kuşkusuz Müslüm Yücel'dir. Benimle azıcık edebiyat-şiir, Kürtler, Türkler, tarih, sosyoloji vs. konusunda konuşan çoğu kişi bu isme aşinadır. Fakat Müslüm Yücel'den bahsederken öyle herkese anlatmazsınız/anlatamazsınız, onun yazdıklarını kavrayacak, hemen çarçur etmeyecek kişileri itina ile seçersiniz. Onun ismini bir sohbette alelade geçirmek istemezsiniz ve kıymetini bilmeyecek insanlara tanıtmak gibi bir derdiniz olmaz. Bir anlamda onu tanımak biraz 'entelektüel kıskançlığa' sebep olur, hem herkes okusun bilsin istersiniz hem de onu okuyan bir azınlık olarak kalmak istersiniz, öyle herkes okumamalı onu dersiniz. Mesela Oğuz Atay/Tutunamayanlar gibi olmamalı, çok sattığı için bilinmemeli, onu gerçekten kendiliğinden kıymetini kavramalı okuyucu. Hani derler ya ''aramakla bulunur mu bilinmez ama bulanlar arayanlardır.'' diye, işte Müslüm Yücel'i arayanlar bulmalıdır. Öyle çok satanlar listesinde karşılaşmak istemezsiniz onunla, çünkü ‘çok satmak’ aynı zamanda anlaşılmamak, derinleşememek demektir.

             Örneğin eğer bir kitapçıda, tesadüfen bir sohbette onu tanıyan-okuyan biri ile karşılaşsanız, çok sevinir, onu tanıyan-okuyan kişiyle arkadaş olmak, onun üzerine saatlerce sohbet etmek istersiniz. Çünkü bizim için Müslüm Yücel’i bilmek bir ayrıcalıktır. Her ne kadar sadece bir kişi ile böyle tanışmış olsam da, bu insana yeterince büyük bir mutluluk veriyor.

             Evet, Müslüm Yücel şuan Türkiye’de çok bilinen bir isim değil, fakat tarihte birçok önemli yazarda/yapıtta gördüğümüz değerinin sonradan, çoğu zaman ölümünden sonra, anlaşılma durumu, eminim onun içinde geçerli olacaktır. Er ya da geç olması gereken yerde olacaktır.

            Şimdi Müslüm Yücel ile ilgili bazı biyografik bilgiler verelim. 1969 yılında Urfa’da doğan Müslüm yücel, 1988 yılından beri de çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Şuana kadar yayınlanmış eserleri ise sırasıyla;

-Kalbimizin kuyusunda kardeştir yaralarımız (1994,şiir)
-İpek Yolu (1996,şiir)
-Tekzip/Kürt Basın Tarihi (1998, İnceleme)
-İbrahim, Harran, Sin Mabedi Ve Sabilik (2000, inceleme)
-Ahuzin (2001, şiir)
-Su Masalı (2001, masal)
-Ölü Evi (2004, şiir)
-Edebiyatta Ölüm Ve İntihar (2004, inceleme)
-Kına Ve Ayna/Kürtlerde Ölüm Ve İntihar (2004, inceleme)
-Kuyu (2005, hikaye)
-Evlilik İttifakı/Berdel (2006, inceleme)
-Türk Sinemasında Kürtler (2006, inceleme)
-Osmanlı Türk Romanında Kürt İmgesi (2010, inceleme)
-Amara’dan İmralı’ya Abdullah Öcalan (2014, biyografi)
-Karanlık Kardeş/Doğu Ve Batı Edebiyatında Şeytan (2016, inceleme)

           Şimdi bu kitaplar ile ilgili ''genel'' bazı izlenimlerimi anlatayım. Öncelikle Müslüm Yücel bir şair olduğundan ve kendisinin dediği gibi hayatı her zaman şiirle iç içe olduğundan inceleme yazıları dahil hep bir şiir tadı almak mümkün. 'Edebiyatta Ölüm ve İntihar' kitabını edebiyatçı bir arkadaşıma hediye ettiğim zaman, arkadaşım sadece ön sözünü bile üç kere okuduğunu, dönüp dönüp okuduğunu söyledi ve ön sözü için bile bu kitabın alınabileceğini söylemişti. Sanırım bu anekdot yazarın üslubu hakkında yeterince fikir verebilir. Bunun yanında Müslüm Yücel kitaplarının kapsamı o kadar geniş ve derin ki her bir yapıtı ayrı bir yazı konusu. Hani her kitabı için ayrı bir inceleme kitabı yazılsa yeridir. Çünkü kitaplar incelendiğinde görülecektir ki her bir kitap ayrı bir ciddiyetle ve titizlikle, hani derler ya kılı kırk yararcasına yazılmış. İncelediği kitapları eğer daha önce okumadıysanız bir an önce okumak istersiniz, yok eğer okumuşsanız, bu kitabı bir daha ciddiyetle okumalıyım duygusu uyandırır sizde. O yüzden kitaplarını kendiniz okumalısınız/keşfetmelisiniz. Fakat şiirleri ile ilgili bir yazı yazmayı önümüzdeki zamanlar için düşünüyorum.

            Son olarak yazarın bu kadar kıymetli olmasının sebebi, incelediği yapıtlarda/sanatçılarda, ideolojiden uzak bir değerlendirme yapması gelir. Örneğin dünya görüşü olarak yakın olan birinin eserini çok ciddi bir şekilde eleştirir, arkadaş/dost/cemaat ayırmadan eleştirir. Dünya görüşü olarak uzak olduğu birini de eserinin iyi olduğunu düşünürse hiç çekinmeden över. Sanatçı ve yapıtı arasında ayrımı çok net bir şekilde yapabiliyor. Yani kısaca ''Sezar’ın hakkı Sezar’a'' der Müslüm Yücel. Bu kadar kıymetli olmasının sebeplerinden biri de budur.

Okuyun/okutun.

Hasan ÇATIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder